Türk Kahvesinin Osmanlıya Girişi Nasıl Oldu?

Türk kahvesi, adını, Türkler tarafından bulunan özgün pişirme yönteminden alır. Bu keşfin yapılması ve Türk kahvesinin yaygınlaşması ise 16. yüzyıla dayanır. Yemen valisi Özdemir Paşa, görev yerinde keşfettiği kahvenin tadına hayran olur ve bu eşsiz lezzetin Osmanlı hanedanı tarafından da keşfedilmesi için 1543 yılında İstanbul’a kahve çekirdekleri getirir. Yemen kahve çekirdeklerinin İstanbul’da güğüm ve fincanlarda pişirilmesiyle de asırlara meydan okuyan eşsiz Türk kahvesi efsanesi doğmuş olur.

Türk Kahvesinin Halk Arasında Yaygınlaşması

İlk olarak saray ve çevresinde içilen Türk kahvesi, yalnızca 11 yıl içinde halkın da gözdesi haline gelir. 1554 senesinde Tahtakale’de Osmanlı’nın ilk kahvehanesi açılır. Bu yeni lezzet o kadar beğenilir ve öyle büyük bir ilgi görür ki, kısa sürede İstanbul’un dört bir yanında yeni kahvehaneler ortaya çıkar. Kahvenin yükselişi bununla da kalmaz. Kısa sürede evlere giren kahve, değerli misafirlere ikram edilen ve özel günlerde içilen hatırı sayılır bir içecek hâlini alır. Yurt dışından gelen seyyahlar, tüccarlar ve bürokratlar da en meşhur yöresel lezzet olan Türk kahvesini mutlaka dener ve bu efsanevi tadı kendi ülkelerinde bol bol över. Böylece Türk kahvesi, dünya çapında ün kazanır. Son 100 yılda iyice yaygınlaşan Türk kahvesinin namı, Amerika Birleşik Devletleri’ne kadar uzanır. Öyle ki her yıl 5 Aralık günü, ABD’nin başkenti Washington’da “kahve seven toplumları birbirine yaklaştırma” hedefiyle “Türk Kahvesi Günü” olarak kutlanır.